29 Nisan 2011 Cuma

22!


Kaptanımızın gönlünden geçen takım, Coritiba,  bu sezon Brezilya'da fırtına gibi esiyor. Marcelo Oliveira yönetiminde Paranaense ve Brezilya Kupasında oynadığı son 22 maçta 22 galibiyet aldı. 96 yılında Palmeiras'ın 22 maçlık rekorunuda ortak oldular.


Play Station

  (gerçek)Ronaldo, ŞL Yarı Final ilk maçında, Messinin attığı 2. golü yorumlarken
"Normal bir insan o golü sadece playstation'da atabilir."


26 Nisan 2011 Salı

ŞL'de Aynı Ülke Takımlarının Eşleşmesi!

Yarın gece Şampiyonlar liginde oynanacak El Clasico dörtlemesini 3. maçı, aynı zamanda Şampiyonlar liginin son 11 yılında, aynı ülke takımlarının Şampiyonlar ligi yarı finalinde 7. kez karşılaşması olacak. Daha önce ki maçlar şu şekilde...

2008 - 2009  Manu - Arsenal
2007 - 2008  Liverpool - Chelsea
2006 - 2007  Chelsea - Liverpool
2004 - 2005  Chelsea - Liverpool(Ş*)
2002 - 2003  Milan(Ş*) - İnter
2001 - 2002  Barcelona - Real Madrid(Ş*)

Bu listede zirvede son 10 yılda 4 kez eşleşen İngiliz takımları  bulunuyor. İtalyanlar ve İspanyollar 1'er eşleşmeyle İngilizleri takip ediyordu ama yarın gece oynanacak olan El Clasico ile birlikte İspanyollar bir adım öne geçecek. Şimdi bu eşleşmelerde çıkan sonuçlara verisel olarak bakalım.

01-02'de oynanan maçlardan bir görüntü!
Oynayan 6 maçta,  ilk maçı deplasmanda oynayan 4 takım turu geçen taraf olmuş, 2 seferde ev sahibi olan taraf turu geçmeyi başarmış. Ülke takımlarının eşleşmelerinden galip çıkan 3 takım aynı zamanda o sezon Şampiyonlar ligi kupasını almayı başarmış.(Ş*)

Oynanan toplam 12 maçta toplam 19 gol atılmış, Maç başına 1,58 gol ortalaması tutturulmuş. 3 maçı ev sahipleri, 4 maçı deplasman takımları kazanırken, 5 maç berabere bitmiş. İlk maçlarda ise oynanan 6 maçın 3'ü bereberlikle biterken 2 maçı ev sahibi takımlar kazanmış. Deplasmanda, ilk maçlarda kazanan tek takım Real Madrid. Turu atlayan takım 1 kez uzatmalarda, 1 kez penaltılarda, 1 kezde deplasman golü avantajı ile belli olmuş. 2 maçıda alarak tur atlayan tek takım Mancester United olmuş.

Bu verilerin ışığında yarın oynanacak olan El Clasico'nun beraberlikle bitme olasılığı yüzde 50. Real Madrid'in kazanma olasılığı yüzde 33'iken Barça'nın kazanma olasılığı yüzde 16. Ayrıca ilk maçların gol ortalamasınında 1 olduğunu hatırlatmak isterim. Ayrıca bu maçlarda alınan en farklı skor 2-0'la Barcelona'yı deplasmanda yenmeyi başaran Real Madrid'e ait. 6 maçın hiç birisi üst bitmemiş. Bol gol izlerim diye kimse tv'nin karşısına geçmesin.

Iker Casillas, Xavi ve Puyol üçlüsü eğer oynarlarsa 2001-2002 yılında oynanan maçtan sonra bu maçta da oynayarak tarihe geçecekler. Gerçi Casillas 2 maçta'da yedek soyunmuş. Xavi ilk maçta sakatlanmış ve 2. maçta oynayamamış. Puyol'da ilk maçta gördüğü kart yüzünden cezalı duruma düşmüş ve o da 2. maçta oynayamamış.

Kaynak: uefa.com http://en.wikipedia.org

İleri Üçlü!


Bu seneki Alex-Niang-Semih üçlüsünün mükemmel performasından sonra Avrupa'nın önde gelen liglerinde ilk 2 sırada bulunan takımların en golcü 3 futbolcusunun ne kadar gol attıkları ve bu gollerin takımın toplam gol sayısına oranını araştırdım. İlginç sonuçlar çıktı ortaya, şimdi onları madde madde yazalım...

+ En çok ilgimi çeken Chelsea'nin tüm kulvarlar dahilinde en golcü futbolcusu Nicolas Anelka'iken toplamda 16 golü varken ligde sadece 6 golü olması...

+ Avrupa'nın en tehlikeli üçlüsü Messi-Villa-Pedro üçlüsü, Barça'nın ligde attığı 88 golün 62'si yani Yüzde 70'i bu üçlü tarafından atılmış.


+ Barça'yı  takımlarına 50'şer golle destek veren Ronaldo-Higuain-Benzema üçlüsü ve 46 golle destek veren Alex-Niang-Semih üçlüsü takip ediyor.

+ Yüzde olarak ise sıralamada gene Barça Yüzde 70'le lider onu Milan Yüzde 66'yla takip ediyor.

+ İleri üçlü'nün attığı gol ve yüzde bakımından 6 ligde'de önde olan takımlar liglerinde zirvedeler.

+ İleri üçlü bakımından en az katkıyı alan takım ise Yüzde 46 ile B.Leverkusen. İleri üçlüsü takımın attığı 62 golün 23'ünün altına imza atmış durumda.

+ Toplam 36 futbolcunun 9 tanesi oynadıkları ulusal liglerin aynı zamanda vatandaşı.

Araştırmada dikkat çeken belli başlı noktalar bunlar. Bu golleri sadece lig bazında aldım, Avrupa ve Kupalar dikkate alındığında oranlar ve gol sayılarda çok olmasada değişiklikler olabilir.

Kaynak: www.mackolik.com

25 Nisan 2011 Pazartesi

Tribünde #3: İzmir Çetesi


Ne denilebilirki bu maç için, gol vardı, maç bi gitti bi geldi, takım sonuna kadar vazgeçmedi maçtan, teknik heyette aynı şekilde ama tribünler için aynı şeyi söyleyemeyiz...

Maç hakkında konuşulacak çok şey var. Buca'yla bu sene yaptığımız toplam 3 maçta 20 gol olmuş. Belki bu sezon en çok gol yediğimiz takım Buca. Antep gibi, Bursa gibi bekleyipte bir gol bulursak maçı alırız havasında değillerdi. Sürekli atak yapalım derdindeydiler o nedenle çokta pozisyon verdiler. İlk yarıda kalemize 2 kere geldiler 2'side gol oldu. Bizim ilk yarıda bulduğumuz pozisyonlar vardı ama çok net değildi, Emre'nin harika golüyle beraberliği yakaladık ama ilk yarıyı 2-1 yenik kapattık.

2. yarı takım kendine gelir diye bekledik ama 3. golü yedik. Bu sene yapılan en iyi transferlerden Yobo'nun bireysel olarak 3. golde hatası barizdi.

3. golün gelmesinden sonra, teknik heyet Caner-Stoch değişikliğine gitti. Olumlu yansıdı bu takıma, Ediz'in bu kadar ucuz penaltı çalınmaması gerek dediği pozisyonda bazir penaltıydı. Alex'in penaltı ve Mehmet Topuz'un ortasıyla kafayla attığı gollerle 3 dakika içinde berebarliği sağladık. Bu sezon Süper Lig'de hiç oynamamış Guiza 2. forvet olarak oyunu giri, Maç boyunca olum çok az hareketi olan Semih güzel basında ilk topa dokunuşu gol oldu. Ve Antep maçında 90+4'de golü atan Santos bu sefer 90+2'de artık klasikleşen vuruşuyla skoru belirledi. 5-3


Tribün: Hayatımda Kadıköy dışında, Bursa ve Manisa stadlarına gittim. Buna rağmen İzmir Atatürk stadı kadar gereksiz bir stadı hiç bir yerde olduğunu sanmıyorum. 30 bin'e yakın Fenerli vardı Tribünlerde ama bir türlü organize olunamadı. Ayrıca taraftarlar 3-1'den sonra takımı yuhalamaya falan başladı ama takım buna rağmen maçtan kopmadı ve maçı çevirmesini bildi. Yani Şampiyonluğu takım taraftarlardan daha çok istiyor.

Teknik Heyet: Aykut Kocaman 3-1 geriye düştükten sonra yaptığı 2 değişiklikle maçı ve şampiyonluğu ne kadar istediğini bir kez daha gösterdi. Şimdi kontrol elinde inşallah son dakika kazası olmaz gene.

Ayrıca bu sezon 2. defa 3. golü isteyen rakip taraftar 3. golü buldu ama 5 tane yedi. Diğer takımı herkes biliyor zaten.

Kaldı 4.

22 Nisan 2011 Cuma

Sakin!



Trabzon sonunda puan kaybetti! Kaybedecekleri aşikardı, sonunda Es-Es deplasmanında kaybettiler puanı. Ama hiçbir şey bitmedi. Önümüzde bizim açımızdan zorlu 5 maç var ve bunların 3'ü deplasmanda. Eğer bu maçların hepsini kazanabilirsek 18 de 17 yaparak Şampiyon olacağız. Ve bu inanılmaz bir olay gerçekten harkülade.

Bazı arkadaşlar şimdiden şampiyonluğumuzu ilan etti ama bitmiş hiç bir şey yok. 2 sefer son anda şampiyonluk kaybetmiş takımın taraftarları biraz daha ihtiyatlı olmalı. Trabzonun yaşadığı şeylerin daha fazlasını biz yaşıyoruz, Trabzon 20 küsür senedir şampiyon olamıyor ama bizim onlara bakarak yaşadıklarımız daha ağır. Ve gene son haftalara geliyoruz. Şampiyon olmamız diğer 2 sezonda olduğu gibi bu sezonda bize bağlı.

Bir arkadaşlar kimse kimseye maç satmıyor bunu lütfen artık kimse yapmasın, bu şampiyonluk stresinden başka bişey değil. Biz nasıl Bursa'ya puan kaybettiysek, Trabzon'de Es-Es'e kaybetti. Bursa'yı onlar yendi bizde Es-Es'i yendik. Yapmamız gereken tek şey oyunumuza odaklanmak ve Trabzon'un sonuçlarını takmamak. Bunu yapacak kalitede futbolculara ve teknik heyete sahibiz.

Heyecan yüksek, takımda da taraftarda da, ama takımın heyecanının alınması gerek bunu yapması gerekende Aykut Kocaman. Onun için sonuna kadar takımımıza destek vermeliyiz. Antep maçında olduğu gibi maçın 90 dakikadan fazla olduğunu unutmamalıyız.

Ofsayt!



Şöyle ki : Mango'ya girdiğini düşün. Yanında bir arkadaşın var. O kişi seninle a...ynı takımda yer alıyor. Karşı takımda da sevmediğin kızlar var. Lakin Mango öylesine kalabalık, öylesine kalabalık ki anlatamam. Sende takım arkadaşınla beraber bir bluzu beğendin. Karşı takımdaki sevmediğin kişilerde aynı bluzu beğendiler. Ama siz bu bahsedilen bluzu onlardan daha önce kaptınız.Kasanın kale olduğunu düşünelim. Karşı takımdaki kızlar da kasaya ulaşmamanız için savunma yapıyorlar ve kasanın önünde dikilmiş bekliyorlar. Senin de şöyle bir planın var. Takım arkadaşına diyorsun ki; "Sen kasanın arka tarafına geç, ben sana bluzu atayım, ödemeyi yap ve bluzu alalım." Arkadaşın kasanın arkasına yani kızların arka tarafına geçiyor ve sen bluzu ona fırlatıyorsun. Bu durumda ofsayta düşersiniz. He ama böyle yapmazsanız, sevmediğin o kızlarla yüzyüze, tartışarak, çirkefleşerek aralarından sıyrılıp kasaya ulaşır, ödemeyi yaparsanız ofsayta düşmezsiniz. Ama şöyle bir şansınız da var. Sen tam bluzu fırlatacağın sırada arkadaşın kasa önünde savunma yapan kızların yanında durur ve sen fırlattığın anda koşmaya başlarsa ofsayta düşmeme ihtimaliniz var. Fakat zamanlamayı çok iyi ayarlamanız lazım. Çelişkili bir durumda gözler yan hakeme (bu durumda yan hakem kasiyer oluyor) çevrilir. Yan hakem devam etmenize izin verirse ve sizde bluzun ödemesini yapabilirseniz hem gol olur, hemde ofsayta düşmemiş olursunuz. İşte ofsayt böyle birşeydir ve Mango'da işe yarayabilir.

21 Nisan 2011 Perşembe

İspanya Savaşı Bitti; Kazanan Madrid!



Peş peşe izleyeceğimiz 4 El Clasico'nun İspanya ligini ve kupasını ilgilendiren maçları dün gece oynanan maçlarla birlikte geçtik. Önümüzde 2 tane Şampiyonlar ligi mücadelesi kaldı. Clasico'nun İspanya ayağını kazanan Madrid oldu. Gerçi lig Barça'nın oldu ama hafta sonunda 10 kişiyle alınan 1-1'lik beraberlik Madrid'in bu gece Kral Kupasını almasını sağladı.

Bu gece bir çok ilk yaşandı her iki taraf içinde. Ama bazı şeylerde tekerrür etti. İlk olarak ilkleri yazalım;

+ 2. Galacticos bu geceki kupayla ilk kupasını almış oldu. Ronaldo'da Manu'dan sonra Real'de ilk kupasını aldı.

+ Real 6 maç sonra Barça'dan gol yemeden bir maçı tamamladı.

+Barça, Pep Guardiola takımın başına geldiğinden beri ilk defa bir final maçını kaybetti.

Tekerrürlere gelirsek. Mourinho Barça'yı İnter'den sonra Madrid'le de bir kupadan etti. Ve İnter'le olduğu gibi Madrid'le de çanakkale geçilmezi oynayarak bunu başardı.

Mourinho, Guardiola arasında ki rekabette bir kez daha Guardiola'dan üstün bir hoca olduğunu gösterdi. 4. takımında 18. kupasını almış oldu.

Hücum oyunu ve Defansif oyun anlayışının karşılaşmasını bir kez daha defans kazandı.

Şampiyonlar ligi maçlarına gelirsek iki tarafta bu sene 1er kupalarını garantilediler. Şampiyonlar liginde turu geçen büyük ihtimal şampiyon olacak gibi  yani bu seneyi bir adım önde kapatacak.

17 Nisan 2011 Pazar

Tezahürat #3: Vurun, Kırın parçalayın!



Saldırın forma için sizde savaşın
Şampiyonluk inanın şimdi çok yakın
Kupalar yükselecek ellerimizde
Vurun kırın parçalayın
Vurun Kırın PARÇALAYIN

15 Nisan 2011 Cuma

Büyüksün Raul



Şampiyonlar liginde İnter'i eledikten sonra tribünlerle bütünleşmesi. Raul'u alkışlıyoruz :)

13 Nisan 2011 Çarşamba

Romantik Adam



Radyo Fenerbahçe'de Fenercell sponsorluğunda yapılan "Fenercell ile Playlist" programında Uğur Boral'ın en sevdiği 10 şarkı çalınmış. Listeye baktımda adam romantik gibi geldi bana, seside güzel biliriz,- mihriban performansı için- belki gelecekte akustik performansda verir Radyo Fenerbahçeye!

1-Tracy Chapman – Baby Can I Hold You
2-Hakan Yeşilyurt – Sen Aşıksın
3-Berdan Mardini – Senden Çocuğum Olsun İstiyorum
4-Zeki Müren – Akşam Olur Gizli Gizli Ağlarım
5-Sezen Aksu – Vazgeçtim
6-James Blunt – Beatiful
7-James Blunt – Goodbye My Lover
8-Whitney Houston – When I Don’t Love You
9-Celine Dion - Because You Loved Me
10-Celine Dion – A Beatiful Boy

11 Nisan 2011 Pazartesi

Adam zeki beyler!



MLS'de oynanan Vancouver - New England maçında, ev sahibi Vancouver penaltı kazanıyor ve Hassli ile penaltıyı gole çeviriyor. Olan bundan sonra oluyor, fazla akıllı olduğu için Barça'ya transferindan son an da vazgeçilen Hassli üst üste giydiği formalardan birini çıkarıp tribüne atıyor ve bunu hakeme yedirmeye çalışıyor. Tabi hakem yemiyor sarı kartı olan Hassli 2. sarı karttan oyundan ihraç ediliyor. Bu arada maçta 1-1 bitiyor.

Maçı yaşamak!



Teknik direktör dediğin maçı yaşamalı saha kenarında. Guardiola'da yaşıyor maçı an be an. Ama 1.17'de ki hareketi kime yaptı çok merak ediyorum :)