8 Kasım 2010 Pazartesi

Günün Ardından #1

Güne Roma derbisiyle başladım Madrid derbisiyle bitirdim. Güzel maçlar oldu derbilerin heyecanı klas goller. Yaklaşık 6 maç izledim hepsini tam olarak izleyemedim. Gün sonunda maçlardan aklımda kalanları yazarak izlediğim maçların arşivini oluşturmayı düşünüyorum.

+ Ve başlıyoruz. İlk maç Lazio - Roma maçıydı. Roma derbisine yakışmayacak bir şekilde tribünler dolu değildi ama gene de güzel görüntüler vardı. Roma, Lazio'ya oranla daha istekli başladı maça. Vuçinic ve Menez ile pozisyonlar üretmeye çalışan taraftı. Lazio adına direkten dönen toplarda oldu. Sonuç olarak Roma kazandığı 2 penaltıyı gola çevirerek Totti'siz çıktığı derbide galibiyet çıkarmayı başardı. Maçta aklımda kalan Riise'nin Dünyada ki en iyi sol beklerden birisi olduğu Liverpool neden bıraktı bu adama hiç anlamıyorum.

+ Roma derbisinden sıkıldığım zamanlarda Arsenal - Newcastle maçını izledim, izlediğim bölümlerde pek pozisyon olmadı ama Newcastle'ın inanılmaz mücadelesi vardı. Fabianski'nin hatasından bir de gol bulup Emirates deplasmanından 3 puan'la çıkmayı başardılar. Arsenal'ın 2 topunun da direkten döndüğünü de ekleyelim...

+ Bu hafta sonu en çok izlemek istediğim maçlardan birisiydi Liverpool - Chelsea maçı. İlk yarısını izleyebildim arkadaş geldi TS-GS maçını izlemeye götürdü :) Neyse. Şansıma goller ilk yarıda gerçekleşti. Torres Abiye burdan selamlar. Sakat olmadığında ne kadar etkili olduğunu gösterdi 2 gol atarak. Özellikle 2. gol jeneriklikti. Chelsea, City deplasmanından sonra 2. yenilgisini almış oldu ligdeki. Essien, Lampard ve Drogba'nın eksikliği hissedildi. Ama hala lider durumdalar.

+ TS-GS maçında gelelim. Trabzonu izlemek hergün daha keyifli oluyor. Şenol Güneş Trabzonda iyi işler yapıyor. Elindeki malzemenin farkında ve ona göre kuruyor takımını ve ne olursa olsun rakiplerine saygısı eksik etmiyor. Maça gelirsek GS, bizim maçtaki gibi sahayı çıktı, ilk düşünceleri oynatmamaktı bunu da bi yere kadar başardılar ama ilk düşüncesi oynatmamak olan takımın oynaması da zor oluyor. Oynamak istedikleri dakikalarda golü yediler. O golün çıkmayacağı belliydi üstüne 90+4'de Trabzon kontra atakla 2. golü attı. Trabzon 60 küsür hafta sonra liderliğe oturdu uzun süre bırakacaklarını sanmıyorum.

+ Sondan önceki maç Barça maçıydı. Açtığımda durum 2-0'dı. Messi ve Villa'nın golleriyle. Getafe defansının hatasıyla 3-0 oldu. Sonra Pique atıldı ve kazanılan penaltıyla durum 3-1' e geldi maçta o skorla sonuçlandı. Barça hayranlığımı arkadaşlarım bilir. Futbolu oynanması gerektiği gibi basit oynuyorlar ve kendilerine hayran bırakıyorlar. 

+Madrid derbisine gelirsek. Real, Dozer gibi önüne geleni parçalıyor ve bunu yaparkende güzel futbol oynuyorlar. Mesut ve Di Maria bu takıma geçen sene olmayan estetik anlayışını getirdiler. Ronaldo ve özellikle Higuan'de ki bencilik bu adamlarda yok ve bu Ronaldo'yu da etkilemiş durumda. Bu da Real Madrid'in daha çok insan tarafından sevilmesini sağlıyor. Maça gelirsek Carvalho'nun ve Mesut attığı güzel golle 2-0 kazandılar ve Nağmağlup yollarına devam ettiler. Özellikle Mesut Özil her gün daha da güzelleşiyor futbol oynamak ve oynatmak konusunda bu yolda giderse önümüzde ki 10 seneye damgasını vuracaktır.

Hiç yorum yok: